MİMARLIK TARİHİNİN BAŞYAPITI
Yenilikçi mimarisi, zengin tarihi, dini önemi ve olağanüstü özelliğiyle yüzyıllardır zamana direnen Ayasofya; İstanbul’daki en büyük Doğu Roma kilisesi. Aynı yerde üç kez inşa edilen, dünyanın en eski ve hızlı tamamlanmış katedrali. Havada asılı gibi duran baş döndürücü kubbesi, yekpare mermer sütunları ve eşsiz mozaikleriyle mimarlık tarihinin başyapıtlarından.
OSMANLI DÖNEMİNDE CAMİİ OLARAK VARLIĞINI SÜRDÜRDÜ
Bugünkü Ayasofya aynı yerde öncekilerinden farklı bir mimari anlayışla yapılan üçüncü yapı. İmparator Justinianus tarafından Tralles’li(Aydın) Anthemios ve Miletos’lu (Balat) Isidoros’a yaptırıldı. Yapımına 532 yılında başlandı ve beş yıl gibi bir sürede bitirilerek, 537’de büyük bir törenle ibadete açıldı. İstanbul’un Fatih Sultan Mehmed tarafından fethiyle camii olarak yeniden düzenlendi. Varlığını Osmanlı mimari unsuru eklemeleriyle sürdürdü ve 1935’te de müzeye dönüştü. İmparator Kapısı, Güzel Kapı ve Mermer Kapı’ larıyla tanınan Ayasofya’da bir kısmı antik şehirlerden getirilen toplam 104 sütun bulunuyor. İmparatorların taç giydikleri “Omphalion” bölümü de, bu sütunlar gibi mermer işçiliğiyle öne çıkıyor.
MOZAİKLERDEN VAAZ KÜRSÜLERİNE KADAR GÖRÜLMEYE DEĞER
Huşu uyandıran mimarisi dışında; altın kaplama, gümüş kaplama, cam, pişmiş toprak ve renkli taşla yapılan mozaikleriyle de ünlü. 6. yüzyıla ait orijinal tavan mozaikleri bitkisel ve geometrik motifleriyle büyülüyor. 8. üzyıldaki ikona yasağından sonraki figürlü mozaiklerden de, kucağında çocuk İsa ile tasvir edilen Hz. Meryem, Hz. Cebrail, Hz. Mikail ve Vazftizci Yahya İle Deisis Sahnesi mozaikleri mutlaka görülmeli. Sultan Abdülmecid’in Mozaik Tuğrası ise 1847-1849 arası Fossati Kardeşlerin onarımları sırasında yaptırılmış.
Osmanlı döneminde eklenen sekiz büyük yuvarlak hat levha, Sultan Abdülmecid döneminde ünlü hattat Kadıasker Mustafa İzzet Efendi’nin eseri. Yan neflerdeki iki adet yekpare mermerden yapılmış ve ortalama 1250 litre sıvı alabilen küpler, Sultan III. Murad döneminde Bergama antik şehrinden getirildi. Sultan Mahmud Kütüphanesi’nin yanı sıra minber, mihrap, hünkar mahfili ve vaaz kürsüleri de görülmeye değer.
HAZIR GELMİŞKEN
Ayasofya Müzesi’nin içi kadar dış mekanları da meşhur. Binanın dışındaki Padişah Türbeleri’yse ziyaret edilmesi gerekenler arasında ilk sırada. Burada saltanat dönemleri birbirini izleyen Sultan II. Selim, Sultan III. Murad, Sultan III. Mehmed ile Sultan I. Mustafa ve Sultan İbrahim türbeleri ile Şehzadeler Türbesi bulunuyor. Ayasofya’nın ikisini Mimar Sinan’ın yaptığı bilinen dört minaresi, Sıbyan Mektebi şadırvanı, muvakkithanesi, sebilleri, payandaları, hazine binası ve imarethanesi de yapının ihtişamını artırıyor.
Yaz Dönemi boyunca haftanın her günü ziyarete açıktır.
>> TAM EKRAN GÖSTER <<
Bu makale 10 Mart 2020 tarihinde oluşturuldu.
Bu makaledeki yazım hataları ve güncellemeler için Düzenleme önerebilirsiniz.
Bazı yorumlar "Yerel Rehberler" tarafından sağlanabilmektedir.
İçeri girer girmez insanı büyüleyen bir yapı. Ve bu yapının 5 sene de bitmiş olması beni daha da şaşırttı. İçeride restorasyon çalışmaları olmasına rağmen yine de o ihtişamıyla insanı mest ediyor. Üst kata daha önce çıkmamıştım bu ziyaretimde çıktım, sizde mutlaka çıkın ve bir de üst taraftan etrafa bakma fırsatı bulun. Bu bölümde çiniler de mevcut. Ulaşımı çok kolay. Metroya binip Sultanahmet durağında iniyorsunuz, indikten sonra zaten Ayasofya sizi karşılıyor. Benim müzekartım olduğu için beklemeden giriş yaptım ama bilet almak isterseniz biraz beklemeniz gerekecek. Giriş ücreti 72 tl yazıyordu fakat hiç sormadığım için bir bilgim yok. Mutlaka gidip her yerini karış karış gezin. Ayrıca buradan çıktıktan sonra sola dönüp Ayasofyanın arkasında kalan türbelere de ücretsiz giriş yapabiliyorsunuz. Mutlaka gidip karış karış gezin derim.
gerçekten büyüleyici bir ortam.Arapça peygamber halifeler ve Allah yazılarının üstünde Hz.İsa ve Hz. Meryem tasvirleri var. İki dinin birleştiği eşsiz bir yer
Büyüleyici bir yapıt. Müzekart alıp girerseniz daha ucuza girersiniz hem de topkapı sarayına vs ayrıca para vermezsiniz
Sultan Ahmet ile Ayasofya ve ortada kalan geniş tertemiz ve bakimli alan, ezan okunurken duygulanmamak elde değil. O ortami gözlerinizle delip hissederek geçmişten bugüne kadar gelerek görürseniz ne demek istediğimi anlarsınız..
Öğrenci ücretsiz. Normal fiyatı 70-80 civarı en son hatırladığım. Çok sıra olsa da hızlı ilerliyor. Üst katında bulunan sergi aşşırı iyi olmasa da önemli ve dikkat çekici kesinlikle yukarı çıkın. Gidilmeden her tarihi mekan gibi tarihi süreci okunmalı çünkü başına baya bir olay gelmiş. Bu arada verilen bilgileri yetersiz buldum.
Türkiye’de görülebilecek en güzel yer neresi, diye sorsalar kuşkusuz vereceğim cevap Ayasofya’dır. Tek Kelime ile Muazzam…
Cumartesi gunu gittim ve asiri kalabalikti. Cok fazla sira bekledik, 105lira vererek hizli gecisi kullanabiliyorsunuz. Yabancilar icin kur farkindan az bir meblag olsada cogu Turk beklemek durumunda kaliyor. Icerisi cok buyuk ve guzel, kulaklik kiralamak ucuz. Ust kattan bakmak ayri bir keyif veriyor fakat su an iceride insaat iskelesi oldugu icin biraz goruntuyu bozuyor. Ust kata cikis rampa fakat iniste merdivenler mevcut. Eger bebek arabasi vs ile gidecekseniz haberiniz olsun.
sayısız kez girdim gezdim gördüm ..
ve sanırım yolum düştükçe hep ilk kez görüyormuşum gibi ziyaret edeceğim..
Yenilikçi mimarisi, zengin tarihi, dini önemi ve olağanüstü üzelliğiyle yüzyıllardır zamana direnen Ayasofya; İstanbul’daki en büyük Doğu Roma kilisesi. Aynı yerde üç kez inşa edilen, dünyanın en eski ve hızlı tamamlanmış katedrali. Havada asılı gibi duran baş döndürücü kubbesi, yekpare mermer sütunları ve eşsiz mozaikleriyle mimarlık tarihinin başyapıtlarından.
Tek kelime ile harika mutlaka görülmesi gereken bir yer mutlaka gidin görün 🙋♀️ Instagram da @organizasyon ve Sognotour butik turlari ve ozellikle gece kimseler yokken sakin sakin gezebilmek muhteşemdi 👌👏👏
Fatih sultan mehmet in namaz kıldığı yeri gördüm atalarımız la Guru duyuyorum
Çok güzel bir yer tarih dolu her yer. çıkışta arkanıza bakmayı unutmayın çok güzel mozaikler saklı.
Görevliler arkamıza bakmamız için çok güzel bir ayna koymuş.
Her yerde tarih saklı
Müze kart geçerlidir. Müze kartınız yoksa 72tl. Müze kartınız varsa sıra beklemeden rahatça girebilirsiniz. Haftasonu inanılmaz kalabalık oluyor. Müze kart öğrenci için 35tl, öğrenci olmayan Türk vatandaşları için 70tl. Müze kartını herhangi bir müzeden alabilirsiniz
Zamanında kurulmuş yapılmış hayallerin gerçeğe dönüşüp günümüze ulaşmasının sözlük anlamı
Ayasofya, İstanbul’da tarihî bir müze. Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul’un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika plânlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul’un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından
Çok güzel ve geniş bir yer buram buram tarih kokan bir yer anlatılmasına gerek yok mekan kendini gösteriyor bu zamana kadar görmemiş olanlara tavsiyemdir mutlaka boş bir zamanınızda gezip görmeniz gerekir.
İstanbulun şüphesiz en görkemli yapısı, sabredip sırada beklenmeli. Önceden okuyup araştırmak daha sağlıklı
Kesinlikle gidin ve görün çok güzeldi ben çok beğendim herkese de tavsiye ediyorum. İstanbul da yaşayıp buraları görmeyen çok insan var . Bir kez olsun gidip görmekte fayda var . Çok özel ve gizemli bir yapı zaten insan içine girer girmez büyüsüne kapılıyor birde yabancılar çok fazla içerde Türk yok denecek kadar az Buda işin trajik kısmı son olarak Müzekart ile giriliyor bu gün itibariyle öğrenci 30₺ tam 70 ₺… bilgilerinize
Çok güzel ve tarihi bir yer tarihi:
İnşa edilme tarihi; 532-537 yılları arasındadır ve patrik katedrali olarak inşa edilmiştir. 1453 yılında Bizans ve Osmanlı arasında gerçekleşen savaşta Fatih Sultan II Mehmet tarafından Bizans ele geçirilmiş, akabindeAyasofya değiştirilerek camiye dönüştürülmüştür. 1935 yılından bugüne kadar müze olarak Ayasofya Müzesi ismini almıştır.Içinde Meryem Ana ve melekleri resmeden tablolar var.Gayet güzel tarihi alan ama girişleri çok pahali 72 lira civarı
Muhteşem, büyüleyici, hayran bırakıcı bir güzelliği var buranın. Büyük kapıdan girince kendimi boyut değiştirmiş gibi hissediyorum. Restorasyon çalışmaları mekanın büyüsünü kötü yönde etkilese de o bile buranın havasını bozmaya yetmiyor.
Vikinglerin bile buraya kadar gelip yağma için ziyaret ettiği bu muazzam yapıyı bu yorumu okuyan insanlarında görmesini tavsiye ederim :))
Muhteşem bir ortama sahip muhteşem bir yapı. Gerek bizans dönemi olsun gerek Osmanlı dönemi oldun, mükemmel bir mimari eser. Eserde yapılan restasyon işlemleri çok uzamış. İçerinin büfe fiyatları aşırı fazla. Girişler yabancı Türk ayrımı yok bu sebepten dolayı pahalı
Muhteşem bir yapı her gezmemde ayrı bir hayranlık duyuyorum ama içindeki restorasyon çalışması bir türlü bitmek bilmiyor başlayalı 30 yıl oldu herhalde bu gidişle bir 30 yıl daha sürer
Burayı anlatmaya gerek yok. İstanbul’un simgesi haline gelmiş. Tarihi ile meşhur bir yer. Gidip görülmesi gereken yerlerden biri. Harika dizayn harika dekor harika renkler. Buraya girince içinizde huzur hissediyorsunuz. Gerçekten muhteşem bir yer. Herkesin gelip görmesi gereken bir yer. Anlatılmaz yaşanır.
Ayasofya Camii’dir. Müze asla değildir!. Camii’den müzeye çevirenlerin Fatih Sultan Mehmet Han’ın bedduası üzerine olsun.
İçerdeki bazı bölümlerde restorasyon olsada etkileyici ve görkemli bir yer 75tl lik giriş ücreti oldukça yüksek. Müze kartı almanızı tavsiye ederim.
4 tane medeniyetin maddi ve manevi zamanını bugüne taşımış Allahın yeryüzündeki ibadethanelerinin tecellisi bu kutsal mabedi adeta ziyaretçilerine o günleri yaşatıyor!!!
Kesinlikle gidin ve görün. Uzun kuyruk gözünüzü korkutmasin, hızlı ilerliyor ve kesinlikle beklediginiz icin pişman olmayacaksınız. Dinlemeyi seven biri iseniz, bir rehber eşliğinde gezmekte fayda var..ama okuyup arastirmaktan keyif alıyorsanız önceden kısa bir araştırma yaparak da gezebilirsiniz. İçeride de oldukça açıklayıcı yazılar zaten var. Muzekart geçerli. Hem bir sene geçerli dem de Topkapı sarayini bu kartla da gezebileceginiz için bir muzekart edinin. Görevliler hangi sıraya gireceginiz konusunda çok yardımcı olmuyor açıkçası, o yuzden kartınız varsa kontrol kuyruğunda oldugunuzdan emin olun. Kartınız yoksa burada çok fazla talep olduğundan sıra beklemek yerine önceden temin etmekte fayda var. Muzede ust katlara çıkmayı ve pencerelerden de muazzam manzarayi izlemeyi unutmayın. Ayasofya’nın meşhur kedisini de görmeden gitmeyin 😊
Özellikle tavan kısmı oldukça renkli ve güzel şekilde işlenmiş. Iki katlı gibi görünüyor ama yukarı çıkabilmek için neredeyse 7 kat dolanıyorsunuz. Zamanında kilise olarak kullanılan gezilmeye değer bir yapı
İstanbulda gezebileceğiniz ve tarihi öğrenebileceğiniz en güzel yerlerden biridir burası. Ortamı ve can alıcı konumu sayesinde sizi mutlu edebilir. Gezdikten sonra Gülhane Parkında fotoğraf çekinip dinlenebilirsiniz.
Duvardaki işlemeler, binanın tarihi, bütün hepsi birbirinden güzel ve değerli. Kesinlikle gidilmesi gereken bir yer olarak düşünüyorum.
Çok güzel ve gezilmesi gereken bir tarihi mekan ziyaretim sırasında çok yoğun turist geziyordu istanbulda yaşayıpda ayasofya yı gezmeyen bir çok insanin olduğuna inaniyorum yabancıların gösterdiği ilgiyi bizimde göstermenşz gerekir müze çok gğzel restorasyon edilmiş açıklayıcı bilgiler mevcut ve yeterli gezmeye başlamadan önce ayasofya ile ilgli televizyon gösterisini izlemekte fayda var gezerken daha iyi anlaşılıyor
Bugun rehber esliginde burayi gezdim,harikaydi.Okumadan,arastirmadan gelmeyin.Yoksa aaa ne guzel,kocaman,duvarlarda da bu varmis,elimi su sutundaki delige sokup dilek tutayim……deyip cikarsiniz.Justinyen Teodora ya o kadar asıkmıs ki her sütuna isimlerinin baş harflerini kazitmis.Rehber olmasa bilir miydim..hayir!
Fethin sembolü Ayasofya Camii ni dün bir kez daha ziyaret ettim. Rabbim bu muhteşem mabedde namaz kılabilmeyi de nasip etsin inşallah. Atam Fatih Sultan Mehmet Hanın burada ki ilk namaz kılışı aklıma geldi hüzünlendim ve o meşhur vakfiye bedduasını anmadan edemedim.”Allah’ın yarattıklarından Allah’a ve O’nun rüyetine iman eden, ahirete ve onun heybetine inanan hiçbir kimse için, sultan olsun melik olsun, vezir olsun bey olsun, şevket ve kudret sahibi biri olsun hâkim veya mütegallib (zâlim ve diktatör) olsun, özellikle zâlim ve diktatör idareciler tarafından tayin olunan, fâsid bir tahakküm ve bâtıl bir nezâret ile vakıflara nâzır ve mütevelli olanlar olsun ve kısaca insanlardan hiçbir kimse için, bu vakıfları eksiltmek, bozmak, değiştirmek, tağyir ve tebdil eylemek, vakfı ihmal edip kendi haline bırakmak ve fonksiyonlarını ortadan kaldırmak asla helal değildir!
Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen bâtıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir kurum ikame eylemek (temel müesseselerden birinden taviz vermek) ve vakfın bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu manada yapılacak değişiklik veya itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse; veya şer’i şerife aykırı olarak vakıfta tasarruf etmeye azm eylerse, mesela şeriata ve vakfiyeye aykırı ferman, berat, tomar veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakkı resmi yahut takrir hakkı resmi ve benzeri bir şey talep ederse, kısaca batıl tasarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, açıkça büyük bir haramı işlemiş olur, günahı gerektiren bir fiili irtikâb eylemiş olur. Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti üzerlerine olsun. “Ebeddiyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebeddiyyen merhamet olunmasın. Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse, vebali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun. Hiç şüphe yok ki, Allah her şeyi işitir ve her şeyi bilir.”
İstanbul’da bulunan Ayasofya Câmii, 11 asır kilise, 5 asır câmi olarak hizmet verdikten sonra, Bizans mozaikleri uğruna 1934’de müzeye dönüştürüldü. Sonrasında da ibâdete kapatılmıştır. İstanbul’da gezilmesi gereken yerlerin başında gelmektedir.
İstanbul’da bulunan Ayasofya Câmii, 11 asır kilise, 5 asır câmi olarak hizmet verdikten sonra, Bizans mozaikleri uğruna 1934’de müzeye dönüştürüldü. Sonrasında da ibâdete kapatılmıştır. İstanbul’da gezilmesi gereken yerlerin başında gelmektedir.
Ayasofya, burayı anlatacak kelime yok desek yeridir. İhtişamlı ve görkemli dış görünüşü, bir o kadar güzel içerisi… İçeriye girdiğinizde tarihi iliklerinize kadar hissedeceksiniz. İçeriye girmeden tüm düşüncelerinizi temizleyin sadece hayal edin, gerisini içeriye girdiğinizde Ayasofya’nın ihtişamı halledecektir.
Ayasofya, 916 yıl boyunca kilise, 481 yıl da cami olarak hem Hıristiyanlığın, hem de Müslümanlığın hizmetinde bulundu. İlk yapıldığında Büyük Kilise (Megale Ekklesia) denilen bu muhteşem yapıt, Kutsal Bilgelik’e (Sofia) adandığından Ayia Sofia olarak tanınır, Fetih’ten sonra ise Ayasofya olarak anılmaya başlanır.
Ayasofya, Bizans İmparatoru İustinianos tarafından 532-537 yılları arasında yaptırıldı. Ayasofya aynı adla yaptırılan üçüncü yapı.
İlk Ayasofya’nın yine aynı yerde Roma Dönemi’nden kalma eski bir tapınak üzerinde bazilikal tipte yapıldığı ve 15 Şubat 360 tarihinde görkemli bir törenle açıldığı tarih yazarı Sokrates tarafından anlatılıyor. Günümüzde hiçbir kalıntısı bulunmayan bu yapı, 404 yılında İmparator Arkadios’a karşı ayaklanan halk tarafından yakılır. İkinci Ayasofya ise, İmparator II. Teodosios tarafından yaptırılarak 10 Ekim 415’te ibadete açılır. Ancak, çok geçmeden bu yapı da bir başka isyan sonucunda, 13 Ocak 532’de yanar. İmparator I. İustinianos’un (527-565) beşinci saltanat yılında yaşanan Nika isyanının bastırılmasından sonra imparator, önceki yapılardan çok daha görkemli, asla yanıp yıkılmayacak bir mabedin yapılması emrini verir.
Tarihçi Prokopios’un yapımı hakkında bilgiler verdiği 3. Ayasofya, Miletos’tan İsidoros ve Tralles’den Antemios adlı iki mimar tarafından yapılmaya başlanır. Yapım çalışmaları sırasında yüz usta, bin kalfa ve on bin işçi çalıştırılır. Yapının bir an önce bitirilmesini arzu eden İmparator İustinianos, eski kentlerden kalma güzel mimari parçaların Ayasofya’da kullanılmak üzere İstanbul’a gönderilmesini tüm eyaletlerine gönderdiği bir yazı ile emreder.
Böylece Anadolu, Suriye, Mısır ve Yunanistan’ın antik şehirlerinden mimari parçalar, gemilerle Ayasofya’ya getirilir. Yapımına 23 Şubat 532’de başlanan 3. Ayasofya, süslemeleri dışında inanılması güç bir süre içinde, 5 yıl 10 ay 24 gün sonra bitirilerek, 27 Aralık 537’de ibadete açılır.
Dünyanın en güzel mimari yapılarından biri olan Ayasofya Camii’si ne yazık ki içerideki bitmek bilmeyen çalışmalar ve giriş ücreti ile bizleri üzmektedir .
72 ₺ bir Türk insanı için astronomik bir rakamdır . Kendi değerlerimizi bile görmek için bu kadar parayı vermek zorunda kalıyoruz . Turistler rahat rahat girerken biz girmeden önce en az 5 kez düşünüyoruz.
Kendi topraklarımızda yabancılaştığımız gerçeğinin farklı bir örneği tarihe verilen değeri de ortaya koyuyor .
Herşeye rağmen İstanbul’un simgesi İstanbul’un incisi Ayasofya Camii , bir gün ibadete açılacak ve minarelerinden ezan sesleri duyulacak.
O günleri de göreceğiz inşallah.
Bence çok güzel bir yer
[…] Ayasofya Müzesi -> Sanal Müze Gez […]