Pera Müzesi

Pera Palace Hotel’ i görmeye gittiyseniz ziyaretiniz sonrasında mutlaka Pera Müzesine de gitmenizi tavsiye ederim. Pera Palace ile çok yakın mesafede yer alıyor. Hafta sonu ziyaret etmiş olmama rağmen beklemeden rahatlıkla gezdim. Resepsiyonda bulunan hanımefendi güler yüzlüydü, gezeceğiniz katlar hakkında gerekli bilgilendirmeyi yaparak sizi yönlendiriyor. Müzenin birinci katında ölçü ağırlıkları, ölçü aletleri, teraziler, Kütahya çini ve seramiklerinde kahvenin serüvenini anlatan eserler yer alıyor. İkinci katında ise Osman Hamdi Bey ‘e ve farklı ressamlara ait yağlı boya tabloları, sulu boya tabloları bulunuyor. Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi adlı eseri de bu katta sergileniyor. Ancak diğer ressamların eserlerinide gördüğünüzde önünden ayrılamayıp hayranlıkla inceleyeceğinize emin olabilirsiniz. Müzenin çıkışında; giriş katında, hediyelik malzemelerin satıldığı küçük bir alan ve Pera cafe adında dinlenip bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir restoran bulunuyor. Pera Müzesinin kendi internet sayfasından edindiğim güncel ziyaret saatleri ve giriş ücret bilgileri aşağıda yer alıyor. ZİYARET SAATLERİ Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00 Cuma 10.00 - 22.00 Pazar 12.00 - 18.00 Müze Pazartesi günü kapalıdır. Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi ücretsiz ziyaret edebilir. GİRİŞ ÜCRETLERİ Tam: 50 TL İndirimli(öğrenci): 25 TL Grup: 40 TL (10 kişi ve üstü)

Çok güzel bir müzesi, bugün doya doya gezdim, ne kadar güzel bir sergisi vardı ço beğendim. Pera Müzesi’ne ev sahipliği yapan tarihi bina 1893’de mimar Achille Manoussos tarafından Bristol Oteli olarak inşa edildi. Suna ve İnan Kıraç Vakfı, mimar M. Sinan Genim tarafından yenilenen bu neo-klasik binayı 2005 yılında çağdaş donanımlı bir müze olarak ziyarete açtı. Pera Müzesi, Beyoğlu’nun kalbi sayılan İstiklal Caddesi’ne (eski ismiyle Cadde-i Kebir) çok yakın bir noktada bulunuyor ve içinde Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın üç büyük koleksiyonunu barındırıyor: Oryantalist Resim Koleksiyonu, Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu ve Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu. Pera Müzesi’nin üç katında düzenlenen süreli sergiler, öğrenme programları, film programları ve etkinlikler İstanbullulara değerli bir düşünce alanı açıyor. İstanbul Bienali 2015’ten beri Pera Müzesi’yle işbirliği hâlinde süreli sergi alanlarını bienal projelerini sunmak için kullanıyor.

Çok güzel bir müzesi, bugün doya doya gezdim, ne kadar güzel bir sergisi vardı ço beğendim. Pera Müzesi’ne ev sahipliği yapan tarihi bina 1893’de mimar Achille Manoussos tarafından Bristol Oteli olarak inşa edildi. Suna ve İnan Kıraç Vakfı, mimar M. Sinan Genim tarafından yenilenen bu neo-klasik binayı 2005 yılında çağdaş donanımlı bir müze olarak ziyarete açtı. Pera Müzesi, Beyoğlu’nun kalbi sayılan İstiklal Caddesi’ne (eski ismiyle Cadde-i Kebir) çok yakın bir noktada bulunuyor ve içinde Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın üç büyük koleksiyonunu barındırıyor: Oryantalist Resim Koleksiyonu, Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu ve Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu. Pera Müzesi’nin üç katında düzenlenen süreli sergiler, öğrenme programları, film programları ve etkinlikler İstanbullulara değerli bir düşünce alanı açıyor. İstanbul Bienali 2015’ten beri Pera Müzesi’yle işbirliği hâlinde süreli sergi alanlarını bienal projelerini sunmak için kullanıyor.

Pera Müzesi, 17. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yapan başka mekanlardan biri. Not: Metroda “Şişhane” durağında indiğiniz zaman sadece beş dakika yürüme mesafesi var. Not: Yanında oteller de olduğu için taksi durağı bulunmakta. Yakınlarda otopark da var. Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu, Bienal kapsamında değil müzenin direkt demirbaşı, eseri alabilmek için baya para dökmüşler. (3,5 milyar dolar.) Burada bulunan ise bu eserin birinci versiyonu, yani 1906 tarihli. (Aynı zamanda Osman Hamdi Bey’in çoğu eserini de görebilirsiniz.) Not: Müze pazartesi günleri kapalı, onun dışında cuma günleri 22.00’a kadar açık. Not: Çok güzel bir cafesi var, lavanta çayı içtim fakat tatlıları gereksiz pahalıydı bence. Not: Bienal’in teması bu sene “compost” şekilde üretilen eserler olduğu için küratörler belli bir amaçla düzenlememişler, fakat eserlerin yanlarında amaçları bize aktarılmış. İsterseniz rehberler eşliğinde de gezebilirsiniz.

Pera Müzesi, 17. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yapan başka mekanlardan biri. Not: Metroda “Şişhane” durağında indiğiniz zaman sadece beş dakika yürüme mesafesi var. Not: Yanında oteller de olduğu için taksi durağı bulunmakta. Yakınlarda otopark da var. Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu, Bienal kapsamında değil müzenin direkt demirbaşı, eseri alabilmek için baya para dökmüşler. (3,5 milyar dolar.) Burada bulunan ise bu eserin birinci versiyonu, yani 1906 tarihli. (Aynı zamanda Osman Hamdi Bey’in çoğu eserini de görebilirsiniz.) Not: Müze pazartesi günleri kapalı, onun dışında cuma günleri 22.00’a kadar açık. Not: Çok güzel bir cafesi var, lavanta çayı içtim fakat tatlıları gereksiz pahalıydı bence. Not: Bienal’in teması bu sene “compost” şekilde üretilen eserler olduğu için küratörler belli bir amaçla düzenlememişler, fakat eserlerin yanlarında amaçları bize aktarılmış. İsterseniz rehberler eşliğinde de gezebilirsiniz.

BU MÜZEYİ LİSTENİZE EKLEYİN. Pera Müzesini hafta içi erken saatte ziyaret ettiğim için beklemeden içeri girdim.Girişte güler yüzlü bir karşılamayla içerde olumlu bir hava var. 25 TL ödediğim müze girişinde özel eşyalarınızı koyabileceğiniz dolaplar mevcut.Sergilenen parçalarla ilgili bir bilgilendirme cihazı vermeleri de ayrıca güzel; merak ettiğiniz her parçanın, eşyanın ya da tablonun yanındaki numarayı kodlayarak o konuyla ilgili bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Birinci katta tarihi dönemlerdeki ölçü ve çeşitli tartılar teraziler var ayrıca porselenin Anadolu’daki serüveni anlatılıyor.2. katta yağlı boya tabloları görüyoruz.Diğer katlar yılın belli dönemlerinde değişiyor,farklı parçalar sergileniyor.Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunu yakından görmek için heyecanla müzeyi gezsem de sergilenen diğer tablolar da oldukça çarpıcı. Işıklandırmaları ve fonda çalan çok hoş müzikleriyle etkileyici bir atmosfer yaratılmış. Bu meşhur tabloyu ressamın gerçekten ne anlatmak istediğini gizemini bir kez daha düşünüp, meraklı gözlerle inceledim.Osman Hamdi Bey’in kendi şövalesi,kullandığı bazı eşyalar da görülecekler arasında.

Güzel bir müze özellikle 5.kattaki resim sergisi mükemmel. Eğer Viktoryan dönemini ve Osmanlı’yı ilginç ve güzel buluyorsanız beğenirsiniz diye düşünmekteyim. Alt latşara indikçe ağırlık ölçümü, eski paralar, kahve gibi başka müze sergileri var yani 5.kattan zemin kata iniyorsunuz yavaş yavaş harika bir deneyim.

Bizans sergisinin olduğu zamanlarda, 16 Şubat 2022 Çarşamba günü ziyaret ettik. Bir Tarih öğrencisi olarak bu fütüristik tasarımları gerçekten çok beğendiğimi söylemeliyim. Özel bir ilginiz olsun olmasın kesinlikle bu sergiyi gezmenizi tavsiye ediyorum, yüksek ihtimalle oldukça beğeneceksiniz. En üst iki kattaki sergilerin düzenli olarak değiştiğini fakat alt katların da sabit olduğunu öğrendim. Şu an Bizans sergisi hâlen devam etmekte. Alt katlarda ise Osmanlı sefirleri tabloları, edevat sergileri, Osmanlı kahve takımları vb. güzel eserler var. Ayrıca Kaplumbağa Terbiyecisi isimli tablonun da orijinali Pera Müzesi'nde. Tablonun orijinaline bakmak özellikle sanatseverler için çok keyifli olmalı :). Biz öğrenci olduğumuz için ücretsiz girdik (Çarşamba günleri öğrenciler için ücretsiz). Normalde sivil bilet 25 TL, indirimli ise 10 TL. İlginç bir sıra vardı o gün. Normalde bu kadar sıra olmuyormuş. Bir 30-40 dk bekledik girebilmek için. Ayrıca içeride özel eşyalarınızı kilitleyebileceğiniz, müzeyi daha rahat gezmenizi sağlayan dolaplar da var. Güzel bir artıydı. Uzun lafın kısası; kesinlikle geldiğinize pişman etmeyen, oldukça ilgi çekici, şirin bir müze Pera Müzesi. Müzeden oldukça keyif almış şekilde ayrılacaksınız. İyi geziler. :)

Gezdiğim özel müzeler içinde konumu itibariyle gezmeyi daha çok tercih ettiğim bir mekan. Özellikle Cuma akşamı gitmek tabi ki de. Tabi ki her defasında farklı bir sergi ile ziyaret ediyor olsam da aslında bu müzeyi benim için ayrı kılan eser 2 nci katta bulunan Osman Hamdi nin Kaplumbağa Terbiyecisi. Her defasında bu tablonun önünde bi beş dk oyalanıyorum. Ve özel müzelerin bir farkındalığı da çalışan personelin size misafir gibi davranması. Tabi ki arada istenmeyen durumlara da rastlayabiliyorsunuz. Düzgün ve saygıyı eksik etmeyen personeli ayrıca tebrik eder onlara teşekkür ederim. Son ziyaretim de Ki neredeyse hep rastladığım bir konu ziyaretçilerin çoğunu hemen hemen her kat da maskesiz foto çekerken görüyorum. Benim de yapmışlığım var. Ve güvenlik birazda göz yumuyor suistimal etmediğiniz sürece. Tabi ki ikaz ediyorlar kibarca. Son ziyaretimde 2 nci kat da görevli olan güvenlik görevlisi de bir misafiri ikaz etti. Ve bugüne kadar gördüğüm en kaba şekli ile. Tamam maske takması lazım ziyaretçilerin ve belkide birahane buraya gelmeyecek o da tablo önünde maskesiz bir poz çekilmek için maskesini indirdi. Ziyaretçi hayali kesinlikle. Fakat görevlinin hayt huyt tavrı bunu ikaz etmekten uzak tehditleri söylemesi devamında misafire seni buradan atarım a gelen söz ve tavrı inanılmaz rahatsız ediciydi. Mudahil olmadan da bu gerginlik yine de uzun sürmeden bitti. Maske evet bu pandemi döneminde olmazsa olmazımızdır kabul ediyorum. Ama o kabalık bana yapılmış olsa diye düşündüğümde diğer misafir kadar anlayışlı olmayacağımı biliyorum. Görev başka. Bunu kabalaşarak yapmak başka. Özel müze de bunu görmek tabi ki hoş değil. Umarım münferit bir durumdur diyerek yine de Beyoğlu nu gezerken ziyaret edilebilecek güzel bir müze olduğu ayrıntısını belirteyim.

Osman Hamdi Bey’in eserlerinin olduğu 2. Kat ve Neo-Bizantinizm temasının olduğu 5. Kat dışında çok da iyi bir müze olduğunu düşünmüyorum. Bu tarz tarihi dokusu olan müzelerin belirli bir tema üzerinde kimliğinin olması gerektiğine inanıyorum ve Pera Müzesi bu potansiyele ne kadar sahip olsa da bu potansiyelini yerine getirmeyip güncel konulardan da bahsedilen eserlerin bulunduğu bir yer olmuş ve bu bence kendi kimliğini negatif etkiliyor.

Müze kart senede bir kez olmak şartıyla geçiyor diye biliyordum lakin bu önceki yıllar için geçerliymiş, kapıdaki tatlı hanım efendi söyledi. Öğrenci olmamız sebebiyle kişi başı 10 tl ücret ödedik, yetişkin 25 tl diye biliyorum, beş katlı müzenin her katı bambaşka konuları hedef almış ve oldukça güzel açıklanmış, anlaşılır metinler yazılmış. Biz müzede yaklaşık üç saat geçirdik ve vaktimiz olsaydı daha da geçirmek isterdik. ancak beş kat olunca haliyle yorulduk, ilgimizi kaybettik. Sonrasında giriş katındaki pera cafede bir şeyler yedik. Pastaları hem çok lezzetli hem çok tazeydi. cafede çalışanlarda çok ilgili ve candandı. güzel bir hafta sonu planıydı teşekkür ederiz.

Gerçekten çok klas bir Pera Müzesi çok etkileyici Pera Müzesi hakkında bilgi vereyim. 8 Haziran 2005’te açılan Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın nitelikli ve geniş ölçekli kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla kurduğu bir özel müzedir. 2003-2005 döneminde restoratör mimar Sinan Genim’in hazırladığı proje çerçevesinde Tepebaşı'ndaki tarihi Bristol Oteli’nin cephesi korunarak çağdaş ve donanımlı bir müze olarak inşa edilen binasında faaliyet göstermektedir. Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait “Oryantalist Resim”, “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri” ve “Kütahya Çini ve Seramikleri” koleksiyonlarını ve bu koleksiyonların temsil ettiği değerleri, ; sergiler, yayıncılık ürünleri, sözlü etkinlikler, eğitim etkinlikleri ve bilimsel çalışmalar aracılığıyla kamuyla paylaşmakta, gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlamaktadır. Aralarında Tate Britain, Victoria ve Albert Müzesi, St. Petersburg Rus Devlet Müzesi, JP Morgan Chase Koleksiyonu, New York School of Visual Arts, Maeght Vakfı gibi dünyanın önde gelen müze, koleksiyon ve vakıflarıyla ortak sanat projeleri üreten Pera Müzesi, düzenlediği dönemli sergilerle, “Jean Dubuffet”, “Henri Cartier-Bresson”, “Rembrandt”, “Niko Pirosmani”, “Josef Koudelka” “Joan Miró”, “Akira Kurosawa”, “Marc Chagall”, “Pablo Picasso”, “Fernando Botero”, “Frida Kahlo”, “Diego Rivera”, “Goya” gibi dünyanın usta sanatçılarının yapıtlarını ülkemiz sanatseverleriyle buluşturmuştur

Pera muzesi ayagimiz altinda istediginde rahatlikla ulasabilirsin iceriisinde cok guzel tablolar ve ciniler yer almakta Pera Müzesi, tasarımı Mimar Achille Manoussos tarafından yapılan Bristol Oteli binasının cephesi korunarak 2005 senesinde hizmet vermeye başlamış. Müzenin kuruluş amacı, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait olan “Oryantalist Resim”, “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri” ve “Kütahya Çini ve Seramikleri” koleksiyonlarını sergilemek ve düzenlenen etkilerle kamuyla paylaşmak. Şehrin en hareketli bölgesinde konumlanan müze, çağdaş müzecilik anlayışıyla faaliyet gösteriyor. İçerisinde 300’den fazla eserin bulunduğu Oryantalist Resim Koleksiyonu, Pera Müzesi’nde sergileniyor.

Çarşamba günü öğrencilere ücretsiz.

Gidilesi, görülesi yaşanılası mekan.