Sabancı Müzesi

Giriş öğretmen ve öğrencilere ücretsiz. Müze kartı olanlara 40₺. İçerisinde çok güzel bir botanik bahçesi mevcut ayrıca yağlı boya tabloları ve modern sanat eserlerini görebileceğiniz müze kısmı yer alıyor. 1 saatlik bir zaman ayırabilirsiniz. Msa restorant ise oldukça uygun fiyatlı tercih edebilirsiniz.

Giriş öğretmen ve öğrencilere ücretsiz. Müze kartı olanlara 40₺. İçerisinde çok güzel bir botanik bahçesi mevcut ayrıca yağlı boya tabloları ve modern sanat eserlerini görebileceğiniz müze kısmı yer alıyor. 1 saatlik bir zaman ayırabilirsiniz. Msa restorant ise oldukça uygun fiyatlı tercih edebilirsiniz.

Süreli sergilerde güvenlik görevlileri görüntü almamamız için çok darladılar. Sergilerin ve koleksiyonların bulundukları salonlarda yeterince bilgilendirme yok, okla yönlendirme yok. Bazı yerlerde ışıklandırmalar bozuk, yazıları okuyup eserleri adamakıllı göremedik. Teknik sorun nedeniyle bazı salonları da hiç göremedik. Bahçe çok güzeldi, çok temizdi. Beklemeden içeri giriş yaptık. Bahçedeki heykel eserler görülmeye değer. Restorana girmek istediğimizde hemen girişte rezervasyonumuzun olup olmadığı soruldu, sadece yemek servisi var diye önümüz kesildi, biraz şık olmadı bu davranış..

Iett ile cinaralti duraginda inerseniz muze kapisi tam karsinizda kalacak. David hockney sergisi icin gittim fakat tek biletle sabanci ailesinin kiymetli esyalarindan ve koleksiyonlarindan olusan atli kosku de gezdim. Haftaici gittigim icin icerisi sakindi ve ogrenci kartim oldugundan ucretsiz gezdim. Ana kapidan girdikten sonra karisinizda bilet alani var, oradan bilet almazsaniz sizi yukaridan tekrar oraya gonderebilirler. Ayrica bahcesinin atmosferi ve agaclar da cok güzel. Daha once baska sergi icin gelmistim, ozlemisim ssm’yi?

Salı günleri öğrencilere ücretsiz olduğu için bugünü tercih ettim. Uzun zamandır gitmek istiyordum, o kadar güzel ki... iki sergi vardi david hockney'in baharın gelişi ve abdulmecid efendi'nin sıradışı dünyası. Öncelikle hockney'in 60 dakikalık yaşam ve sanat dünyasının anlatıldığı videoyu izledim ardından sanatçının 2020 yılında meydana getirdiği dijital resimlerin olduğu alt kattaki sergiye geçtim. İnsanın içi açılıyor ve hockney'in dediği gibi her şeyi iptal edebilirler ama baharı asla :) ardından abdülmecid efendi'nin sergisine geçtim oda girişten 2 alt katta. Nasıl bir yetenek... O kadar güzel çizimler yapmış ki. Hayran kaldım. Aynı zamanda hüzünlü bir hayatı da olmuş babası sultan abdülaziz öldürülmüş, kendi hayatı sürgünda geçmiş falan... Daha sonra atlı köşke geçtik. Sabancıların bir zamanlar eviymiş. Çok güzeldi o eşyalar hele muazzam, sanırım köşkü satın alırken eşyaları da satın almışlar. Köşkün üst katında da hat sergisi vardı. Abdülmecidin de eserleri var. Adamın on elinde on marifet resmen. Ben bu müzeye doyamadım tekrar gelmek istiyorum. Ve bir de çok güzel bi eserlerle ilgili eşyaların satıldığı mağaza var oradan da hatıralık bir şeyler alabilirsiniz. Bir de kahve içip boğazı seyrederek dinlenmek için cafeyi de tercih edebilirsiniz. Unutmadan abdülmecidin sıradışı dünyasını 3 temmuza kadar gezebilirsiniz. Kaçırmayın derim çünkü sanata doyacaksınız! :)

Güvenlik görevlileri aşırı gergin. Elimizde telefon olmadığı halde sürekli "fotoğraf çekmek yasaktır" diye uyarıp durdular panik halinde. Bazıları göstere göstere şakır şakır çekiyor fotoğraf, video vs. onlara ise çıt yok. Güvenlik görmezden gelip ilerliyor. "Çantalar vestiyere bırakılıyor" diye yönlendirdiler bizi, bir indik herkeste çanta var bizim dışımızda. Hadi bizi geç, geziye gelen öğrencilerin arkasından bağırıyorlar "çantayla inmek yasak!" diye. Kuru gürültüler sadece, biz her zamanki gibi Alman disipliniyle kurallara uyduk ancak bizim haricimizde takan yoktu güvenliği. Müze gezmek zaten çocuk ve gençler için aşırı eğlenceli bir aktivite değilken, bir de böyle stresli güvenliklerle iyice olumsuz anılar bırakılıyor sanata karşı. Sakın para vererek gitmeyin, Salı günleri ücretsizken gidip görün yeterli.

Rahmetli Sakıp Sabancıyı hem tutumlu hem de yaşamın getirdiklerini kaçırmadan, yaşamdan zevk alarak en şık haliyle yaşamayı bilenlerden biri olarak tanıdım. Atlı Köşkte bu tanımı bir kez daha görmek mümkün oldu. Günümüzde içinde ulusal ve uluslararası etkinliklere ev sahipliği yapan müze ve bir cafe ve restauranttan oluşan bir mekan. Bakımlı ve sanatla bezenmiş bahçesinde yürümek ise ayrı keyig veriyor. SSM olarak hizmet veren köşkün yanında Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) tarafından işletilen şahane restaurant var. Konum, hizmet ve menü harika. Emirganda boğazın daha güzel manzara vereceği başka bir yer var mı bilmiyorum ama kahvaltı ederken, kuş sesleri arasında muhteşem bahçe panoraması ile boğazı izlemek muhteşem. Araba ile gelirseniz Köşkün girişinde otoparka arabanızı bırakabileceğiniz gibi MSA rest çıkmak isterseniz yukarı kadar arabayla çıkıp valeye aracınızı bırakabilirsiniz. Biz Emirgan sokaklarına bırakıp yürüyüşü tercih ettik ki iyi ki de yapmışız. Özellikle bahçede yürüş ekstra keyif veriyor. Kısaca hem müze hem de MSA olarak mutlaka gidilmesi gereken bir mekan. Tabii belirtmek gerekir ki her şeyin bir değeri var maalesef. Biraz pahalı olsa da bence değiyor.

Emirgan korusuyla yan yana, sahilde yer alan ferah ve elit bir müze. Ağırlıklı olarak son halife Abdülmecit'in şahsi kolejsiyonları sergileniyor. Özel bölümlerde fotoğraf çekmeye izin verilmese de koridordaki eserlerin fotoğrafını çekebilirsiniz. Küçük bir müze. Bahçesi ve eşsiz manzarasıyla balkon burayı cazip hale getiren diğer faktörler. Giriş ücreti 50TL tam, 1 yıllık sınırsız giriş 75TL. Fiyat /performans olarak orta seviyede denebilir... It is on the Emirgan costline and not cowded even on Sunday. You can take photos at the aisles but not in private sections. Ticket fee is 50 TL and one year enterance fee is 75TL. It is not large collection but the garden has a perfect view of Bosporus...

?İstanbul’un en güzel manzaraya sahip müzesi ? Erguvan, lavanta, mimoza gibi çiçeklerin renklendirdiği, 115 farklı bitki çeşidini barındıran ve 100 yıllık geçmişiyle İstanbul’un en önemli bahçelerinden biri. ? Uzakdoğu, Amerika, Avustralya, Kuzey Afrika ve Kafkasya bölgelerinden gelen, Türkiye’de nadir görülen bitkileri içeriyor. ?Zengin bir hat ve resim koleksiyonunu bünyesinde ev sahipligi yapan bir sanat müzesidir. ?Salı günleri GİRİŞ ÜCRETSİZ ?Diğer günler; Tam bilet: 50 TL Öğrenci bilet: 25 TL ? Müze’ye Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Pazar günleri 10.00-18.00 arasında, Cumartesi günleri 10.00-20.00 arasında giriş yapılabiliyor. ?Emirgan Korusu’nun hemen altında denize nazır bir konumda yer alıyor. ?Eminönü-Sarıyer vapur hattında Emirgan iskelede inmeniz yeterli yürüme mesafesindedir. #sakıpsabancımüzesi #müze #ücretsizmüze #istanbul

Öncelikle ulaşımı Maltepe’den Üsküdar’a marmaray’la gidip oradan taksiyle Çengelköy’deki şehir hatları iskelesine taksiyle gidebilirsiniz. Çengelköy’den İstinye vapuruna (motor daha uygun olur sanırım) binip Emirgan iskelede inersiniz ve 5 dk. yürüyüşle müzeye girebilirsiniz. Müzekartınız varsa indirim sağlanıyor ve 35₺’ye giriyorsunuz. Öğrenci 25₺. Müzede tanzimat dönemiyle birlikte gelişen resim sanatıyla ilgili harika tablolar var. Natürmort, portre, nü tarzında birçok tarz mevcuttu. Hayatımda ilk defa bir resim sergisine gittim ve cidden üzerinden yorum yaparak her anın keyfini çıkardım. Müze sınırlarında yürümek de çok keyifli. Harika bir boğaz manzarası var. Restoran var sanırım ama kapalı gibiydi emin olamadık tam. Bu civarda yapılacak en elit, huzurlu etkinlik diyebilirim.

Soyle bır yer dusunun, sabah gelıp aracınızı park edıyorsunuz.Nefıs bır bahceden yukarı dogru yuruyorsunuz.Her seferınde sızı sersemletecek kadar guzel bır denız manzarası ıle bulusuyorsunuz.Ister MSA kafede ister restaurantta ılk kahvenızı bogaza karsı ıcıyorsunuz.Modern , ferah pırıl pırıl bır yapıda sergı gezıyorsunuz ( cok ozledık sergılerı-pandemı gecsın artık ) , gezerken daha oncekı burada gordugunuz sergılerı yanınızdakı arkadasınıza ballandıra ballandıra anlatıyorsunuz. Acaba degısıklık bır sey gelmıs mı dıye Atlı Köşk e ugruyorsunuz ve Zonaro nun Kabak Tasıyan Kız Tablosu nun karsısında kendınızden gecıyorsunuz - her seferınde hem de - Kendınızı modernıte-ınsan-sanat-yasadıgını hıssetmek-muzecılık anlayısı kavramları ıle sarıyorsunuz.Cıkısta yenılenmıs , canlanmıs olarak 2.kahvenızı alıyorsunuz ve ıcınızden SSM ye tesekkur edıyorsunuz.

Sergiler hala güzel aslında ancak en çok reklamı yapılan serginin salonunda orta yaşın üstlerinde bir bayanın maskesiz olarak çok uzun hararetle diğer 2 kişiyle konuşuyor olmasından tedirgin oluyorsunuz, şu günlerde özellikle; güvenliğe neden müdahale edilmediğini sorunca kendisinin müze müdürü olduğunu belirtip kenara çekiliyor lar...sinir olup çıkışa yönelip bari katalog dan incelerim deyince aynı sorumlunun katalog hazırlama zahmetine de katlanmamis olması artık abes!!! SSM yenilikler gerektiren bir dönemdeymis , mükemmel zamanları eskide kalmış.....

Emirgan Korusu’na sık giderdim ancak müzeye daha bir hafta önce gidebildim. Müzenin bahçesi ve binası kocaman. Bahçede bir Arboretum var adeta. Cennet hurmasından defneye pek çok ağaç çeşidi bulunuyor. Kocaman bir terasa sahip, boğazın tüm güzelliğini seyredebiliyorsunuz. Binanın içerisi kat kat sergilere ayrılmış. Şu an 3 sergi bulunmakta. Tanzimat’tan Cumhuriyet’e: Ressam Hocaların Ressam Öğrencileri- Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi- Görünenin Ötesinde Osman Hamdi Bey. Ayrıca Sabancı’nın koleksiyonunda bulunan İran halıları gibi güzel parçalar sergileniyor. Müzeye giriş salı günleri herkese ücretsiz. Öğretmenler her zaman ücretsiz ziyaret edebilir. Tavsiyem müzeye en az 3 saat ayrılması. Çünkü her parça detaylıca incelenmeye değer. Tek kötü yanı biletin biraz pahalı olması. Keşke haftada 2 gün ücretsiz olsa.

Gerçekten büyüleyici bir Sakıp Sabancı Müzesi etkilendim Sakıp Sabancı Müzesi hakkında kısa bir bilgi vereyim. Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul'da Boğaziçi'nin en eski yerleşimlerinden Emirgan'da yer almaktadır. Müzenin ana binası olan villa, 1927 yılında Mısır Hidiv ailesinden Prens Mehmed Ali Hasan tarafından İtalyan mimar Edouard De Nari'ye yaptırılmış ve Hıdiv ailesinin değişik mensupları tarafından uzun yıllar yazlık konut olarak kullanılmış, kısa bir süre de Karadağ Sefareti olarak hizmet vermiştir. 1951 yılında Adanalı sanayici Hacı Ömer Sabancı tarafından Hidiv ailesine mensup Prenses İffet'ten satın alınan köşk, aynı yıl satın alınarak önüne yerleştirilen Fransız heykeltıraş Louis Doumas'ın 1864 yapımı at heykelinden ötürü "Atlı Köşk" olarak anılmaya başlanmıştır. Atlı Köşk'ün arazisi içindeki ikinci at heykeli ise, 1204 yılında 4. Haçlı Seferi sırasında Haçlı kuvvetlerince yağmalanan İstanbul Sultanahmet meydanından alınarak, Venedik San Marco kilisesi önüne yerleştirilen 4 attan birisinin dökümüdür.