Adana Taş Köprü
Adana ülkemizin en önemli şehirlerinden bir tanesi. Genellikle muhteşem lezzetleri ile insanları kendisine çekmeyi başarıyor olsa da şehrin içerisinde muhteşem bir tarih de yatıyor. Adana’nın çok uzun dönemdir yerleşim yeri olarak kullanılıyor olması sebebiyle yüzlerce yıllık tarihi ile karşımıza çıkan eserler bulunmakta. Taş Köprü de bu akıl almaz eserlerden bir tanesi.
Köprü şehri adeta ikiye ayıran Seyhan Nehri’nin üzerinde yer alıyor. Köprü ile birlikte Seyhan ve Yüreğir ilçeleri birleşmekte. Eski dönemlerde Justinianus Köprüsü olarak bilinen köprü artık Taş Köprü olarak anılıyor. 13 metre yüksekliğe ve 319 metre uzunluğa sahip olan köprü hala sapasağlam hizmet vermeye devam etmekte.
Adana’nın en önemli eserleri arasında yer alan Taş Köprü’nün tarihi hakkındaki bilgiler şehirde yer alan Adana Müzesi’nden alınıyor. Müzenin içerisinde Justinianus Köprüsü hakkında hazırlanmış olan bir kitabe bulunmakta. Kitabe Mimar Auxentios tarafından 4. yüzyılda yazılmış ve günümüze kadar ulaşmayı başarmış. Haliyle köprünün tarihi hakkındaki birçok bilgi bu kitabeden alınmış durumda.
Evliya Çelebi tarafından kaleme alınan kaynaklara göre ise köprünün toplamda 50 adımdan oluştuğu, 21 gözlü olduğu, 5 küçük tahliye kemeri ve 14 büyük kemeri bulunuyor. Her ne kadar kaynaklarda bu şekilde geçse de köprünün mesafesi günümüzde daha kısa. Bunun sebebi de yıllar boyunca kıyı kısımlarda yapılan dolgu çalışmaları. Bu çalışmalarda nehrin genişliği daraldığından köprünün su üzerindeki mesafesinde de azalmalar meydana gelmiş.
Köprü maalesef belirli dönemlerde genişletilme çalışmaları görmüştür. Adana’nın en önemli tarihi eserleri arasında yer almasına rağmen Taş Köprü olduğu gibi kalmamış ve genişletilmiştir. Bu süreç içerisinde köprü ekstra hasar görmüştür ve bu tarihe verilen en önemli zararlardan bir tanesidir. 2000’li yıllara kadar araç geçişinin devam ettiği köprüde artık araç geçişleri engellenmiş durumda. Artık köprünün daha fazla zarar görmemesi adına tüm önlemler alınıyor.
Adana Taş Köprü’nün Tarihçesi
Dünyanın aktif olarak kullanılan en eski köprüsü olma unvanını elinde barından Taş Köprü ilk dönemde Saros Köprüsü olarak da anılmaktaydı. Sonraki yıllarda ismi Justinianus Köprüsü oldu ve son olarak bugünkü ismine kavuştu.
Taş Köprü’nün ilk inşa edildiği döneme gidildiğinde karşımıza Roma İmparatoru Hadrian çıkıyor. Hadriad tarafından yaptırılan köprü çok uzun yıllar sorunsuz bir şekilde kullanılmış. Ancak yıllar geçtikçe zarar gören köprü çok büyük bir onarıma girmiş ve bu onarım dönemin Roma İmparatoru Justinianus tarafından gerçekleşmiş. Onarım sonrasında da köprü hükümdarın adıyla anılmaya başlamış.
Seyhan Nehri üzerine kurulmuş olan köprünün aslen 21 gözü bulunuyor. Seyhan Nehri’nde yapılan çalışmalar sırasında 7 gözü toprak altında kalmış durumda. Şuanda köprüyü ziyaret ederseniz 14 gözlü olarak karşınıza çıkacak. Köprünün ilk tasarlandığı dönemde iki adet atlı aracın yan yana geçebileceği şekilde tasarlandığı görülür. Ancak günümüzde bu mesafe yeterli olmadığından genişletme çalışmaları yapılmıştır.
Roma mimarisinin klasik özellikleri Taş Köprü üzerinde de rahatlıkla görülür. Köprüde yer alan gözlerin neredeyse tamamı farklı ölçülere sahiptir. Bunun sebebi de o döneme ait inşaat teknikleridir. Köprünün ayak kısmında yer alan sel yaranlar ise Osmanlı döneminde yapılmıştır.
Köprünün orijinalliğinin bozulması ve genişletilme çalışmaları ise 20. yüzyıla dayanır. Kimin emriyle yapıldığı tam olarak bilinmese de 1948 senesinde köprü üzerinde önemli bir onarım çalışması yapılmıştır. Bu dönemde köprünün genişliği 8,50 metre seviyelerine çıkarılmıştır.
Köprünün özellikle doğu kısmı ilk yapıldığı günkü görüntüsünden çok uzaklaşmamıştır. İlk inşa edildiği dönemden günümüze ulaşan mermerler ve tüf taşı net bir şekilde görülebilir.